4 Aralık 2007 Salı

Hardcore Senkronizasyon


Pulp adlı mekânımız istiklal caddesinin İmam Adnan adlı sokağında ikamet eden bir rock-bar, hard-rock bar, hatta hard-core rock bar. Aynen Bronx gibi üniversitelilere hitap eder, ve hafif izbe, duman altı, vasat havalandırması ile “bildiğin bar işte” diye tabir ediğim sıradan bar kategorisine girer. Pulp da Bronx gibi piyasa bir mekândır. Piyasa derken de büyük ihtimalle 5 yıldan önce kapanmasına veya el değiştirmesini engel olacak kadar çok sayıda rock severin müdavimi olduğu yerlerdendir.

İşte bu Pulp adlı mekânda Wade diye bir grup çıkar yıllardır. Aslında isimlerini değiştirdiler ve Delta yaptılar, ama onları yıllarca Wade diye sevip bağrımıza bastıktan sonra yeni isimleri ile hitap etmeye daha alışabilmiş değilim. Wade 3 sabit eleman ve bir türlü kalıcılığını tutturamadıkları değişken üye davulcudan oluşmaktadır. Playlistleri Deftones, SOAD, Rage Against the Machine gibi grupların şarkılarını barındırır. Grup üyelerinin kim ve ne olduklarından tek tek bahsetmem de mümkün, ama adamları az çok tanıdığım için kişisel yorumum grubun müzikal performansıyla ilgili bilgilerimi bulandırabilir. Bu yüzden nerde ne okudukları, en sevdikleri tatlılarının ne olduğu, kaçıncı duble rakıdan sonra saçmalamaya başladıkları, ve uğurlu sayılarının ne olduğundan bahsetmeyeceğim.

Wade’i izlemek, izlerken zıplamak, zıplarken de kendinden geçmek hiç de zor değil, çünkü Wade karşınızda 4 adet ayrı grup elemanı gibi değil de tek vücut oluşturmuş mekanik bir müzik aleti gibi performans sergilemekte. Aynı anda zıplıyor (çaldığı enstrüman nedeniyle davulcu hariç) aynı anda duruluyor, şarkılarını bir albüm kalitesinde kusursuz çalıyorlar. Müzik aletlerine her zaman bu kadar hâkim miydiler, hayır. Ama geçen 2 sene içinde kendilerini baya bir geliştirdikleri kesin. Belki de sadece yan gelir niyetiyle başladıkları bu barda çalma serüveni belli ki önü açık bir atılım onlar için, çünkü daha geçenlerde Tuborg 12. Roxy müzik günlerinde özel ödül aldılar. Kendimi cidden büyük bir yetenek keşfetmiş gibi hissettim, oysa burada keşfetme konusunda böbürlenme hakkına sahip olan yetkili Tuborg, ya da Roxy, ya da hiçbiri değil ve sadece bu şirket ve bardan bağımsız olan jüri üyeleri. Sonuçta sadece Wade’in potansiyelini fark etmekle kalmadılar, onlara ödül verdiler, televizyonlarda müzik dergilerinde çıkma olanağı sağladılar. Benim ise sanırım şuana kadar 4 ten fazla adam götürmüşlüğüm yok galiba Pulp’a. Artık son zamanlarda eskiden olduğu gibi her hafta Pulp’a gidiyor olmasam da barlardaki bıdık izleyicileri dışında bir kitleye seslendiklerini bilmek güzel. Ama bu camia yer bitirir adamı, bu yüzden arkalarında sağlam bir destek olmadıkça tek bir klip çekerek bir yere varabileceklerini sanmıyorum. Onu da geçtim cover yapmak ayrı yeni bir beste güfte yapmak ayrı bir şey. Wade in şu anki bestelerinde bir acemilik, acelecilik var. Sözlerin ise üstünde daha çok ama çok durulmalı.

Önümüzdeki aylarda, üniversitede diplomasını aldıklarını alanlarda mı çalışacaklar yoksa inatla müziğe profesyonel düzeyde tutunmaya mı çalışacaklar bilmiyorum, ama bundan bir 10 sene sonra da ATWA’yı onlardan dinlemek için yine pıtı pıtı sahne önündeki yerimi hemen alırım ondan eminim.

blogger templates 3 columns | Make Money Online