10 Aralık 2007 Pazartesi

O Kadar Elitiz ki Anlatamam


Bu haftanın mekânı Nardis Jazz Club. Caz dinlemekte olan veya yavaş yavaş caza giriş yapan İstanbulluların çok vakit geçmeden varlığından haberdar olduğu bir yer burası. Galata Kulesi'ne çok yakın olmasından dolayı tünelden aşağıya, müzik dükkânlarının arasından güzel bir yolculuk yapıp kısa sürede ulaşabiliyorsunuz mekâna.

Caz dinleyicisi denince nasıl bir görüntü geliyor sizin aklınıza bilmiyorum ama benim gözümün önüne sıkıcı kasıntı "entel dantel", erkeklerin pipo ile dolaştığı bir kitle gelmiyor. Huyum kurusun hiçbir zaman müzik konusunda algım prototipleri kabul etmemiştir. Rock'n rollun babası cazken, metal müzik İngilizce arabeskken beynim müzik dinleyicisi konusunda tek tip insan profilini kabul etmiyor. Nardis ise bu algıyı tamamen yıkabilecek bir yer. Girildiği andan itibaren çıt çıkarmayan insanlar, sessiz sakin müziği dinleyenler, sahnede coşan müzisyenlere sadece baş sallayarak tepki verenler...

Masaların üzerinde "Ses çıkarmadığınız ve cep telefonlarınızı kapalı tuttuğunuz için teşekkür ederiz." yazıyor. Bu yazı ile zaten çevrenize de şöyle bir göz attığınız için kasılıp kalıyorsunuz. Basçı bu dünyadan kopmuş kendinden geçmiş, piyanistin elleri hangi ara hangi tuşa basıyor belli değil ama ben sessiz kalacağım bir alkış patlatamayacağım öyle mi?

Kerem Görsev amcamıza işlettiği caz barla ilgili sorular sorulduğunda kendi mekânının farklı olduğunu söylemişti, çünkü sanatçıların orada takım elbise giyip sahneye çıktığını belirtmişti. Tam olarak böyle demese bile takım elbise giymek ve bunun iyi bir farklılık ölçütü olduğunu belirtmişti. O zaman da anlamamıştım şimdi de anlamıyorum. Şahsen sanatçıya saygı duymam için takım elbise ile karşımda durmasına hiç gerek yok. Pofuduk terlikleri ve tavşanlı pijaması ile karşıma çıksa da ben Dave Wackle’a saygıda kusur etmem. Anladığım kadarı ile cazcıların da seyirciye saygı duyması için seyircinin balmumu heykeli gibi dikilmesine gerek yok.

Gönül ister ki bir mekân olsun, blues caz ve türevleri dinlenebilsin, ama rahat bir ortam olsun. Edindiğim kısa deneyime göre Ghetto böyle bir yer. Ama daha bir kere gitmişliğim olduğu için Ghetto nedir ne değildir tam olarak bilemeyeceğim.

Her ne olursa olsun, konser aşkı her şeyin üstüne çıkıyor bir süre sonra. Saatlerce yol tepip, Taksim'e gidip, Galata Kulesi’ne kadar yürüyüp Nardis'e gidiyorum. Çünkü güzel gruplar çıkıyor ve fiyatları da öğrenci insanın karşılayabileceği düzeyde. Elimiz mecbur elimizde şarabımız, ancak başımızı oynatarak, sadece şarkı sonlarında alkışa abanarak güzel müziği dinleyip mutlu mesut geri dönüyoruz.

blogger templates 3 columns | Make Money Online